بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم Selamün aleyküm... Merhabalar... Sayfamı takip eden değerli takipçilerim ve bir şekilde bu yazıyı bulup okuma zahmetine girmiş okurlar, hoşgeldiniz.. Başlıktan da anlaşılacağı üzere sizlerle kadın ve erkek eşitliği/eşitsizliği ve buna sebep teşkil eden konular hakkında olan düşüncelerimi paylaşmak istedim. Bir salgın gibi geçmişteki bütün toplumlarda bu konu hep tartışılmış, çaresi bulunamamış ve günümüzde de hâlâ tartışılmaktadır... Yaratılışları bakımından kadın ve erkek eşitliğinden b…
Günümüzde, üstesinden gelemeyeceği işler üzerine yorum yaparak, yaptığınız tartışmalarda veya konuşmalarda sizin sözlerinizi yarıda kesip kendini öne süren birçok insan ya kendini kabul ettirmeye çalışıyor ya da size karşı büyüklük taslamaya çalışıyordur. Yakın zamanda yine böyle bir kişi ile karşılaştım. Kendini yüceltmek için başkalarının omuzlarınıza basmayı alışkanlık haline getirmiş, bir insancıkla... Ben, böyle insanlar için sadece üzülüyorum. Bastığı omuzlar sayesinde yükseldiği mevkilerden, yine o omuzların sarsıntısı ile…
Batılılaşma... Kültür çarpışmalarının en sıcak cephesi... Osmanlı'nın son dönemlerinde, devletin parçalanması ve eski gücüne kavuşması için yapılan bazı ıslahatlar ve yenilikleri hepimiz biliriz... Tabi ki teknik anlayışını alıp geri dönecekken, Avrupa kafasının çalışma şeklinden ziyade kafadaki şapkada gözü kalanlar oldu... Osmanlı yıkıldı. Cumhuriyet kuruldu. Tam bağımsız ve demokrasiyle yönetilmeye başlayan güzel insanlarımız, Osmanlı'da Batılılaşma kavramını yanlış anlayanları, sirk maynununa çevirip günümüze kadar el…
Merhabalar Blog Dünyasının Yazarları ve Okurları! Haklı veya haksız bir şekilde çevremizdekilerle atışmış, kavga etmiş veya bize yapılan bir haksızlıktan dolayı sinirlenerek yollarımızı ayrıdığımız insanlar, birçoğumuzun çevresinde mevcuttur... Her ne kadar yakınımızda olmasalar bile onlarla aramızda geçen münakaşa, atışma veya kavgalar aklımızın hep bir köşesinde yer edinmiş ve bu hatıralar, aklımızın bir köşesinde sarsılmaz bir imparatorluk kurmuşlardır... Nefis, hem bizim onu hem onun bizi yönlendirebildiği, iktidar mücadelesi…
2003 yılında başladı her şey... Daha öncesine de uzanıyor aslında... İşte tam bu senenin, Anglo-Amerikan beyaz sakallı tehlike arzeden kırmızı giysilerini giymiş Santa Claus'unun hediye torbasından önce Iraklı, onu takip eden senelerde de Suriyeli çocuklara hiç de sevimli görünmeyen bir hediye çıkmıştı: Ölüm... Onca sene geçti ve Irak'ta, Afganistan'da, Suriye'de kısaca bütün ortadoğuda olan, yaşanan bütün acılar tek bir başlığın, savaş adının altında toplanıp unutturuldu. Acıların, yıkılan evlerin, darmadağın olan …
Yaşamak, zor zanaat azizim... Ya peki eğitim-öğretim görmek? Bütün çıplaklığınla doğacaksın ve başlayacak yaşamın... Elbiseler içinde boğulacaksın önce... Konu komşunun nazarlarından korumaya çalışırken bulacaksın anneni... Çarpık düzenin şirketleşmiş devletlerinde memur veya işçi olan babanı ya akşamdan akşama göreceksin yahut telefonda el sallayan ve ikide bir " Canım Kızım / Canım Oğlum " hitaplarıyla sana gülümseyen, nerede çalıştığını aklına dahi getirme gibi bir düşünce olmadan ekrandaki o yabancıya gülümseyec…
Merhabalar, sevgili takipçilerim ve blog okurları! İnternette "surf" yaparken bağlantı sını verdiğim bu siteye denk geldim. Yazma işi konusunda tereddüt ettiğim, fakat var olan bir gerçeğin yadsınamayacağını savunduğum için bir olayı size aktarmak istedim. Geçenlerde (bir cumartesiydi yine, galiba) çay kahve içmek için gittiğim sayılı mekanlardan birinde, belki bir trafik kazası belki de bir iş kazası sonucu elinin 3 veya 4 (tam göremedim) parmağını kaybetmiş bir kişi oturdu, görebileceğim konumdaki bir masaya. Arkadaş…
Herkese iyi akşamlar... Her akşam yemeğinden sonra alışkanlığım üzre kitap-kahve faslım oluyor. Evde kahvenin tükenmiş olması, akşam akşam markete kadar yürümeme sebep oldu. Devamlı olarak aldığım ve hoşlanarak içtiğim bir kahve markasının "Bim"de satıldığını daha önceden görmüştüm. (Cam şişe tercihimdir). Kahveyi alırken aklıma sevgili teyzom Recep Hilmi'nin "Kaçı Bir Arada?" yazısı aklıma geldi. 25 kuruşluk bir kahve satılıyormuş, Bim'de. 25 kuruşa satılan bir kahvenin içinde ne olabilir, diye bir d…
Mutluluk nedir bizim için? Ne ifade eder? Nasıl mutlu oluruz? Çevremde birçok insan, mutluluğa erişebilmek için hep bir hedef belirlemiş durumda. Bunu genelleştirirsek, insanlarımızın büyük bir çoğunluğu, mutluluğu, öne konan bir hedef olarak ve o hedefe ulaştığımızda erişebileceğimiz bir kavram olarak nitelendirmekte. Mutluluk, hiçbir zaman bir hedeften sonra ulaşılabilecek bir şey değildir. Aslında bu hedefler, sizin mutluluğa erişmenizde, önünüze koyduğunuz engellerden başka bir şey değildir. Zaman, kimseyi bekleme…