Atasözleri, TDK Sözlük 'de; Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte söz, deme, mesel, sav, darbımesel. Atasözleri, bütün milletlerin geçmişten bugüne uzanan, toplumların asırlarca süregelen deneyim ve gözlemlerinden elde edilen yargı ve sonuçlardan yararlanarak kısa ve özlü öğütler veren, o toplumlar tarafından benimsenerek ortak olarak kullanılan kalıplaşmış sözlerdir. Türkiye Türkçesi'nde atasözü teriminin yanısıra " sav " ve " irsal-i mesel , darb-ı mesel" …
Türk Edebiyatı, herhangi yazılı bir belgenin bulunmadığı dönemlerden başlayarak gelişim süreci içerisinde farklı etkenler sebebiyle değişik kollar halinde günümüze kadar ulaşmıştır. Sözlü dönemlerden yazılı dönemlere geçiş ve geçmişten günümüze kadar olan süreçte Türk edebiyatına yön veren, belirli bir çizgi oluşturan Türk milli ruhu hiçbir zaman değişmemiş, farklı kültürlerin etkisiyle Türk edebiyatına giren yeni motiflerle süslenmiş olsa da varlığını sürdürebilmiştir. Türk edebiyatının hangi evrelerden geçtiğini, toplumun hangi kültü…
Babası Prusya göçmeni, annesi İrlanda göçmeni ırgat bir ailenin çocuğu olan John Steinbeck, 27 Şubat 1902'de Kaliforniya'nın Salinas kasabasında doğdu. Çocukluk ve ilk gençlik yılları boyunca yaz tatillerini civar çiftliklerde çalışarak geçirdi. Henüz 14 yaşındayken yazar olmayı aklına koyan Steinbeck, eserlerinin çoğuna mekan olarak Salinas vadisindeki bu çiftliklerde kırsal kesimdeki zorlu hayat şartlarına ilişkin ilk izleminlerini edindi. 1919 yılında Stanford Üniversitesi'ne girdiyse de altı yıl süren üniversite öğrenimi…
Dünyanın belli başlı ilk edebî eserleri, Gılgamış Destanı ile Hammurabi Kanunları'dır. Milattan önce büyük uygarlıkların kurulduğu Mezopotamya ülkelerinde, büyük kitaplar bulunduğu, yapılan kazılardan meydana çıkmıştır. Sümer'de, Babil'de büyük ve çeşitli öğretici kitaplar bulunuyordu. Eski Mısır'da, Fravunlar çağında da edebiyata çok önem verilirdi. Yalnız, Eski Mısır'ın edebî eserlerinden pek azı günümüze kadar gelebilmiştir. Mısır'da hikâyeye çok önem veriliyordu. Hortlak hikâyelerinden an tatlı aşk hikâye…
Edebiyat, güzel sanatlardan biridir. Düşünce ve duyguların söz ya da yazı halinde güzel, etkili biçimde anlatılması sanatıdır. İnsanların her gün kullandıkları kelimeler sayısızdır. Dostlarımızla konuşur, iş konusunda çeşitli kimselerle görüşürüz. Bu çeşitli konuşmalar zamanla unutulup gider. Gazetelerden günün olaylarını okur, olup bitenleri öğreniriz. Ne var ki, her gün söylenen sözlerin, yazılan yazıların ancak bir kısmı saklanacak değerdedir. Yalnız, insanların yüce zevklerine hitap eden değerli söz ve yazılar bugünden yarına …
2 Eylül 1918 tarihinde Akşehir'de doğdu. İlk ve ortaokulu Akşehir'de okudu. İstanbul Lisesi'nin yatılı kısmında okurken bu lisenin yatılı kısmının kapatılması üzerine kaydını Konya Lisesi'ne aldırdı ve liseyi burada bitirdi (1936). Lise yıllarında Tarık Nazım müstear ismiyle hikâye ve şiirler yazdı. İstanbul Üniversitesi Tıp ve Hukuk Fakülteleri'nde yarım bıraktığı öğrenim hayatını Edebiyat Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü'nde devam ettirdi, ama son sınıfta ayrıldı. Askerden sonra Şişli Terakki Lisesi…
29 Ocak 1860 günü bir tüccarın oğlu olarak dünyaya geldi. Taganrog Lisesi'ni 1879 yılında bitirdikten sonra Moskova'ya giderek Moskova Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girdi. 1884 yılında hekimlik unvanını alarak bir süre pratisyen hekimlik yaptı. 1870'lerin sonundan itibaren çeşitli dergilerde Antoşa, Karasevdasız Kişi, Kardeşimin Kardeşi gibi mahlaslarla kısa, mizahi öyküler yayımladı. 1882 yılında Muzipler ve Uysallar adıyla (daha sonra Muziplik adını aldı) hazırladığı derlemesi büyük olasılıkla sansür nedeniyle yayı…
Hayat savurur insanı yaprak gibi, İliklerine kadar hissettiğin yalnızlık... Yaşanmışlık, ithaf edilen adanmışlık. Ve hiç başlayamadığın sevgi sözleri. Tıkanır... Yutkunmak değildir çare, Özgürlüğüne koşmak isteyen çığlıkların, Yüreğinden kopan başıboş kelimelerin, Ve hiç başlayamadığın sevgi sözlerinin... Beytullah POYRAZ Vakt-i Saatinde