KADIN ERKEK EŞİT(siz)LİĞİ

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Selamün aleyküm... Merhabalar...

Sayfamı takip eden değerli takipçilerim ve bir şekilde bu yazıyı bulup okuma zahmetine girmiş okurlar, hoşgeldiniz..


 

Başlıktan da anlaşılacağı üzere sizlerle kadın ve erkek eşitliği/eşitsizliği ve buna sebep teşkil eden konular hakkında olan düşüncelerimi paylaşmak istedim. 

Bir salgın gibi geçmişteki bütün toplumlarda bu konu hep tartışılmış, çaresi bulunamamış ve günümüzde de hâlâ tartışılmaktadır... 

Yaratılışları bakımından kadın ve erkek eşitliğinden bahsetmek biraz abesle iştigal etmek olacaktır. Biyolojik, fizyolojik ve hatta psikolojik farklılıklara rağmen bu konular üzerinde kadın ve erkek eşitliği olması gerektiğini savunan insanların bulunması gerçekten beni çok şaşırttı. Hangi dine, inanca, ritüele inanıyorsanız inanın ve hatta inancınız olmasa dahi erkek ve kadının ayrı ayrı cinsler olduğu, her ikisinin de  üremeden tutun da ölüme kadar birbirlerine bağlı olduklarını kabul ederiz. Bu, kimisine göre yaratılışın kimisine göre evrimin doğasıdır. 

Peki ya günümüzdeki eşitlik isteği nedir? Bunun en basit cevabı "Hukuk Eşitliği"dir, kuşkusuz. Olmasını hiç dilemediğimiz kadın cinayetlerinin önlenmesi için bu eşitliğin oluşturulması, devletlerin ve bu devletleri yöneten hükümetlerin bir görevi olarak, çıkaracağı kanunlar olarak görmekteyiz. Peki devletleri, hükümetleri yahut kanunları bir kenara bıraktığımızda bu eşitsizliği ortaya çıkaran kim???

Evet sizce kim? Kim bu eşitsizliği istiyor? 

Hiç kimseyi suçlamaya çalışmayın. Bir suçlu varsa aynaya bakmalıyız...

Aranızda "ben bu cümleleri hiç duymadım" diyen bir arkadaşımız var mı? (Korona salgını bittikten sonra alnından öpmek gerekir, bu arkadaşın)

"Saçı uzun aklı kısa" 

"Kadın başına burada ne işin var?"

"Kızını dövmeyen dizini döver"

"Elinin hamuruyla erkek işine karışma"

"Kızını gönlüne bırakırsan ya davulcuya kaçar ya zurnacıya"

"Erkeğin kıllısı Ali'den kadının kıllısı ayıdan"

"Kız yükü, tuz yükü"

"Kızın mı var sızın mı var"

Belki söylendiği dönemde kadınlar tarafından da kabul görmüş ya da kadınların yüreklerindeki sızıların başlangıçları olmuş bu cümleleri sarf etmek konumu biraz dağıtacak gibi duruyor. O yüzden pek fazla uzatmak istemiyorum.

Ne yani suçlu biz mi oluyoruz? diye soruyorsanız, evet. Siz, biz, onlar... Bütün toplum... Hatta bütün insanlık... Şimdi kalkıp birşeyleri savunacaksak önce insan resmini düzelterek dünyayı düzelten çocuk gibi önce kendimizi düzenlemeliyiz. 

Bu eşitsizliği ortaya çıkaran toplumsal baskılarımızı törpüleyelim artık. Gezegenleri yutan karadelikler gibi insanları yutan kör cahillikten, eğitimsizlikten, görmemişlikten vs. bütün kötü durumlardan, istenmeyen tüylerimizden kurtulduğumuz gibi çevremizden başlayarak kurtulmaya çalışalım. Küreselleşen dünyanın bireyselleşen ferdi olmayın. Toplumdan, milletten yüz çevirmek sizi içinde bulunduğunuz savaştan kurtarmaz. Kendi gemisini kurtarmaya çalışanlar değil mi denizlerdeki savaşları çıkaranlar.

Bir de bu eşitsizliğin sadece Türk ve Müslüman toplumlarında olduğunu savunanların, dünyanın ilk kadın hükümdarı olan Tomiris'in bir Türk Hatunu olduğunu; Müslüman dünyasında büyük bir kutsallık atfedilen seyyidlik ve şerifliğin ise yine Hz. Muhammed'in kızları vasıtasıyla devam ettiğinin hatırlaması ya da hatırlatılması gerekir. 

Kısacası kendi suçumuzu başkalarına yahut dine yüklemeden, bir selvi gibi gökyüzüne doğru sağlam bir şekilde uzanmak için budaklarımızdan; daha yükseğe uzanmak istiyorsak da dallarımızdan temizlenmeliyiz.

Bir hatam olduysa affola.

Sağlık ve selametle kalın!

Yorum Gönder

9 Yorumlar

  1. Tomris, dünyanın ilk kadını mıdır? Hz. Havva değil miydi acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir hatamız olmuş affola. "İlk kadın hükümdarı" yazılacaktı aslında. Düzeltiyorum. Teşekkürler.

      Sil
    2. Hah şimdi oldu. Estağfirullah.

      Bir kız babasından başka bir yazı da beklenemezdi. :)

      Sil
    3. Yeni yazılarınızı bekliyoruz dört gözle efendim...

      Sil
    4. Şu sıralar kaynaklarımı dijitale aktarma aşamasındayım. :) Bunun yanısıra seo ve dijitalleşme, marka yönetimi gibi kurslar alıyorum. Yakın zamanda yeni yazılarım gelecek.. Wikipedia'nın tahtına göz diktim. :))

      Sil
  2. Genele baktığımızda münferid olaylar, basın yayın organlarının elinde yurdun bütün noktalarında, bütün evlerinde aynı olaylar olarak gösterilmekte. Allah hakkımızda hayırlısını, evlerimize geçim tadı versin.
    Artık dinî açıdan bakılmak da istenmiyor ne yazık ki...

    YanıtlaSil
  3. Gayet güzel ele almışsınız bu konuyu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Sanat Penceresinden;

      Elimden geldiğince kalem oynatmaya çalışıyorum.

      Sil

Görüş ve düşünceleriniz bizim için önemlidir.