Mısır; Aşağı Mısır ve Yukarı Mısır olmak üzere iki bölüme ayrılmıştır.
Aşağı Mısır, Mısır'ın en kuzeyinde yer alan Arapça Al-Dilta (Delta) olarak bilinen kısımdır.
Yukarı Mısır (Güney Mısır) ise güneyde Nubiya Çölü'nden başlayarak Aşağı Mısır'a kadar Nil Vadisi boyunca uzanan kısım olup Arapça ifadeyle Sa'id Mısır bölgesidir.
Mısır
medeniyeti, Nil nehrinin çevresinde kurulmuştur. Etrafının çöllerle
çevrili olması, diğer medeniyetlerle daha az ilişki kurmasına neden
olmuştur. Mısır'da diğer uygarlık merkezlerinde olduğu gibi önceleri "Nom"
adı verilen "şehir devletçikleri" bulunuyordu. Mısır tarihi de Maden Devri'nden itibaren yani nom şehir devletlerinin ortaya çıkmasından itibaren başlamıştır, diyebiliriz. M.Ö. 4000'den itibaren
Mısır'da merkezi krallık kurulmuştur. Bu durum bölgede siyasal birliğin
sağlandığını gösterir.
Mısır Tarihi beş bölüme ayrılarak incelenmektedir. Bunlar;
- Eski Krallık Devri (M.Ö. 3000- M.Ö. 2100)
- Orta Krallık ve Hyksoslar ( M.Ö. 2100 - M.Ö. 1600)
- Yeni Krallık Devri (M.Ö. 1600 - M.Ö. 1100)
- Gerileme Devri (M.Ö. 1100 - M.Ö. 645)
- Sais Krallığı Devri (M.Ö. 645 - M.Ö. 525)
Aşağı Mısır ve Yukarı Mısır yönetimlerini/halklarını bir çatı altında toplayarak siyasal birliği oluşturan ilk Tanrı-Kral (Firavun) Menes'tir.
Mısır'da
firavun (ilah-kral) denilen kral bütün insanların üstünde bir varlık
olup dinî ve siyasi otoriteyi şahsında toplamıştı. Tanrı-Kral anlayışının bulunması, doğal olarak yönetimin hatta Mısır'daki her şeyin Firavun'a ait olduğunu gösterir. Emirleri tanrı
buyruğu gibi algılanarak yerine getiriliyordu. Bu durum Mısır'da hukuk
alanındaki gelişmeleri olumsuz yönde etkilemiştir.
Mısır'da
kralın yanında asil ailelerden seçilen kalabalık bir bürokrat sınıfı
bulunur ve devlet işlerinin yürütülmesinde krala yardımcı olurlardı.
Diplomatik Gelişmeler
Mısırlılar M.Ö. 1296'da Hititlilerle yaptıkları 16 yıllık savaşı sona erdiren Kadeş Antlaşması'nı
imzaladırlar (M.Ö. 1280). Suriye topraklarının paylaşıldığı bu
antlaşma, tarihte bilinen ilk yazılı antlaşmadır. Bu antlaşma diplomasi
tarihinin de başlangıcı sayılır.
Mısır'ın
parlak dönemi M.Ö. 1200 tarihinden itibaren sona ermeye başladı. Bir
süre sonra Mısır'ı Persler işgal etti. Ardından M.Ö. 332'de Büyük
İskender Mısır'a hakim oldu.
Din, Mimari ve Tıp
Mısır inancı çok Tanrılı bir din anlayışına sahiptir. İlk zamanlar baş tanrı Horus iken, belli bir süre sonra Ra baştanrı olmuştur. Yeni krallık dönemindeki inançlara bakıldığında ise baştanrı Amon olmuş, ilerleyen dönemlerde ise Amon-Ra olarak anılmaya başlamıştır. Yeni krallık döneminde Dördüncü Amenhotep/Akhenaton bütün tanrıları kaldırarak tek bir tanrı anlayışı ortaya koymuştur. Akhenaton'un bu tanrı inancını getirmesindeki asıl amacı, Amon rahiplerinin halk üzerindeki etkisini kırmaya çalışmasıdır da diyebiliriz.
Mısırlılar
öldükten sonra dirilmeye inanmışlar ve bu nedenle diğer yaşamlarında
kullanabilmek için ölülerin bazı eşyalarını mezarlarına koymuşlardır. Bu
mezarların en muhteşemleri firavunlar için yapılan piramitlerdir. Daha çok halk için yapılan mezarlara ise Mastaba adı verilmektedir.
Mısır
sanatı dinî ağırlıklıdır. Yeniden dirileceklerine inandıklarından
cesetlerinin bozulmamasına dikkat etmişlerdir. Mumyacılık faaliyetleri,
insan vücudunun yakından tanınmasını ve Mısır'da tıp biliminin
gelişmesini sağlamıştır.
Yazı ve Takvim
Mısırlılar,
M.Ö. 4000'in sonlarına doğru resim yazısı denilen hiyeroglif yazısını
kullanmışlardır. Ancak rahipler günlük yaşamda daha basit olan Demotik yazı türünü kullanmışlardır (Rosetta Taşı'ndaki yazı türü). Zamanla 24 harflik bir yazı sistemine dönüşen Mısır
yazısı Fenikelilerin alfabesine öncülük etmiştir.
Mısır hiyeroglif yazısının Fransız Jean-Francois Champollion tarafından
1822 yılında çözülmesiyle Mısır kültür açıklığa kavuşturulmuştur.
Mısırlılar gök
cisimlerini incelemek için rasathaneler kurmuşlar ve astronomi sahasında
oldukça ilerlemişlerdir. Bugün kullandığımız Milâdi takvimin ilk
düzenli şeklini Mısırlılar oluşturmuştur.
Dünyada devlet memuru yetiştiren okulları açan ilk topluluktur.
Mısır inancına bağlı olarak ölülerinin mumyalama işlemleri, tıp, anatomi, biyoloji, kimya, eczacılık bilim dallarında gelişme kaydetmişlerdir.
Matematik,
tıp, eczacılık, mimari ve kimya alanlarında ilerlemiş olan Mısırlılar
"pi" sayısını bugünkü değerine çok yakın olarak hesaplamışlardır.
Mısır sanatı dini ağırlıklı bir sanat anlayışına dayanmaktadır. En önemli sanat eserleri Karnak ve Luksor tapınaklarıdır. Dünyanın yedi harikasından biri olan Keops Piramidi de bu uygarlığa aittir.
Mısır
ekonomsinin temelini tarım ürünlerinden sağlanan gelirler
oluşturuyordu. Nil deltası ve vadisi en önemli tarım bölgesiydi. Ayrıca
Mısır'da canlı bir ticaretin olduğu bilinmektedir. Mısırlılar Ön Asya ve
Afrika ülkeleriyle ticaret yaparak önemli gelir sağlamışlardır.
Ordu
Mısır ordusu savaş arabalı süvariler ve yayalar ile birlikte, gerek görüldüğünde kullanılan ücretli askerlerden oluşmaktaydı.
6 Yorumlar
İnsanlık tarihi gerçekten çok ilginç. Okumaktan çok keyif aldım, teşekkürler
YanıtlaSilÖncelikle ziyaretiniz ve yorumunuz için teşekkür ederim.
SilÇok büyük bir araştırma içerisindeyim. Bu yayın hakkında güncellemelerde bulunacağımı da belirtmek isterim...
Elimden geldiğince takip edeceğim, teşekkürler
SilGösterdiğiniz ilgiden dolayı ben teşekkür ederim.
SilÇok etkileyici bir paylaşım 👍👏
YanıtlaSilZiyaretiniz ve yorumunuz için teşekkürler Esten.
SilGörüş ve düşünceleriniz bizim için önemlidir.